Tanığa yemin ettirildi mi?
- Has the witness been sworn in?
Ona bir belediye başkanı olarak yemin ettirildi.
- He was sworn in as mayor.
Beş yabancı dil biliyor ama küfür etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
- Swearing relieves the pain.
Beş yabancı dil biliyor ama yemin etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Bir dilde öğrendiğin ilk şey küfürlerdir.
- The first thing you learn in a language are swear words.
Bir polise küfür edemem.
- I cannot swear at a policeman.
Tom kesinlikle gerekli olduğunda yemin ettiğini söylüyor.
- Tom says that he only swears when it is absolutely necessary.
Sözünü tutacağına yemin etmelisin.
- You must swear to keep your promise.
His sworn statement convinced the judge.