Interlingua'nın tatlılığı benim şiirsel vizyonum için daha uygundur.
- The sweetness of Interlingua was more suited to my poetic vision.
O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
- He likes anything sweet.
İyi geceler ve tatlı rüyalar.
- Good night and sweet dreams.
Kız kardeşim şekerlemeleri sever.
- My sister likes sweets.
O, şekerlemeyi azalttı.
- He had cut down on sweets.
Doğruyu söylemek gerekirse tatlım, ben hiç ilgilenmiyorum.
- To tell the truth, sweetheart, I'm not at all interested.
Gitmek zorundayım, tatlım.
- I have to go, Sweetheart.
Siz gerçekten sevimlisiniz.
- You guys are really sweet.
Tatlı bir şey istiyorum.
- I want something sweet.
İyi geceler ve tatlı rüyalar.
- Good night and sweet dreams.
Aşkın verdiği acı herhangi bir zevkten daha tatlıdır.
- The pain caused by love is much sweeter than any pleasure.
Aşktan dolayı katlandığın acı herhangi bir zevkten çok daha tatlıdır.
- The pain you go through because of love is by far sweeter than any other pleasure.
Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.
- Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.
Tom böyle bir sevgili.
- Tom is such a sweetheart.
Leyla nazik, tatlı ve sevecendi.
- Layla was kind, sweet, and caring.
Gerçekten naziksiniz.
- That's really sweet of you.
Şekerlemeye dayanamaz.
- He can't resist sweets.
O, şekerlemeyi azalttı.
- He had cut down on sweets.
Güller tatlı hoş bir koku yayıyorlar.
- Roses emanate a sweet fragrance.
O, tatlı olan herhangi bir şeyden hoşlanır.
- He likes anything sweet.
O kokteyl tatlı ve içmesi kolay.
- That cocktail is sweet and easy to drink.
Çiçekleri güzel kokuyor.
- Their flowers smell sweet.
Bahçedeki çiçekler güzel kokuyor.
- The flowers in the garden smell sweet.
Ben hiç sana dünyadaki en tatlı şey olduğunu söyledim mi?
- Have I ever told you that you're the sweetest thing in the world?
Tatlı şeyler ve kitaplardan zevk alırım.
- I appreciate sweet things and books.
Yediğim tatlılar lezzetliydi!
- The sweets I ate were delicious!
Bu çikolata çok tatlı ve lezzetli.
- This chocolate is very sweet and delicious.
Şişman kız çok şekerli bir sürü şekerleme yiyor.
- The fat girl is eating too much sweets with lots of sugar.
Böyle şekerli dondurma yemeyi bırakmam lâzım.
- I've got to stop eating such sweet ice cream.
Bu çiçek güzel kokuyor.
- This flower smells sweet.
O çiçek güzel kokuyor.
- That flower smells sweet.
Ruth's overwhelming sweetness made Robert forget about his hopelessly low school grades.
Mailing lists are not all sweetness and light, though. Joining a mailing list is a little complex.
sweet water.
Can we see the sweet menu, please?.
The new Lexus was a sweet birthday gift.