Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
- Swearing relieves the pain.
Küfürsüz bir Rus konuşması bir rapor haline dönüşür.
- Russian speech without swearing turns into a report.
Lütfen küfretmeyi bırak.
- Stop swearing, please.
Tom küfretmeye başladı.
- Tom started swearing.
Beş yabancı dil biliyor ama küfür etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Küfür etmek ağrıyı hafifletir.
- Swearing relieves the pain.
Beş yabancı dil biliyor ama yemin etmek istediği zaman kendi ana dilinde konuşuyor.
- She knows five languages, but when she wants to swear, she does so in her maternal language.
Tom her ne zaman küfür etse, genellikle Fransızcamı bağışlayın diyor.
- Tom usually says Pardon my French whenever he swears.
Bir dilde öğrendiğin ilk şey küfürlerdir.
- The first thing you learn in a language are swear words.
Tom kesinlikle gerekli olduğunda yemin ettiğini söylüyor.
- Tom says that he only swears when it is absolutely necessary.
Tom bana kimseye söylemeyeceğime dair yemin ettirdi.
- Tom made me swear that I wouldn't tell anyone.