Söylendiğine göre küçükken ben şeftaliden başka bir şey yememişim.
- When I was little, I supposedly ate nothing but peaches.
Söylendiğine göre Japonya'da evcil hayvan olarak bir penguen besleyen insanlar var.
- Supposedly there are people in Japan who keep a penguin as a pet.
Onlar sözde bir anlaşmaya vardılar.
- They supposedly have reached a deal.
Sözde bir durgunluk içinde olmamıza rağmen bu Altın Hafta tatilinde rekor sayıda insan yurt dışında seyahat ediyor.
- Even though we're supposedly in a recession, people are traveling abroad in record numbers this Golden Week holiday.
According to your testimony, you were supposively at home watching TV when the murder occurred.