supplied with what one needs

listen to the pronunciation of supplied with what one needs
English - Turkish

Definition of supplied with what one needs in English Turkish dictionary

fixed
{s} sabit

Faiz oranları %5'te sabitlendi. - Interest rates have been fixed at 5%.

Bu kaldırılamaz. O sabit. - It can't be removed. It's fixed.

fixed
sabitleştirilmiş
fixed
sabit şekilde
fixed
kesme
fixed
fikse
fixed
dik

Herkesin gözleri ona dikildi. - Everyone's eyes were fixed upon her.

Gözlerini bana dikti. - He fixed his eyes on me.

fixed
{f} sabitleştir
fixed
belirlenmiş
fixed
değişmez
fixed
kararlaştırılmış

Ben eylemlerimi kararlaştırılmış zamanlar için planlamayı tercih ediyorum böylece zamanı yönetebilirim. - I prefer to plan my activities for fixed times so I can manage my time.

fixed
{f} onar

Tom onu bir çekiçle onardı. - Tom fixed it with a hammer.

Bunu hemen onarmalıydınız. - You should've fixed it right away.

fixed
{f} sabitleştir: adj.sabit
fixed
{s} oynamaz
fixed
{s} sağlanmış
fixed
kımıldamaz
fixed
idefiks
fixed
(Tıp) Solmaz (renk)
fixed
fixed assets sabit değerler
fixed
(sıfat) oynamaz, sabit, değişmez, kararlaştırılmış, solmaz, önceden ayarlanmış, belirlenmiş, sağlanmış, uçmaz
English - English
fixed

She's nicely fixed after two divorce settlements.

supplied with what one needs

    Hyphenation

    sup·plied with what one needs

    Turkish pronunciation

    sıplayd wîdh hwʌt hwʌn nidz

    Pronunciation

    /səˈplīd wəᴛʜ ˈhwət ˈhwən ˈnēdz/ /səˈplaɪd wɪð ˈhwʌt ˈhwʌn ˈniːdz/
Favorites