En yakın süpermarket nerede?
- Where's the nearest supermarket?
Süpermarketten ne alır?
- What does he buy at the supermarket?
Süpermarketlerde aldığımız yiyeceklerden çoğu aşırı paketlenmiş.
- Most of the food we buy in supermarkets is overpackaged.
Aşırıiletkenlik fiziksel bir özelliktir.
- Superconductivity is a physical property.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Bu kumaş ona göre daha üstün.
- This cloth is superior to that.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Filipinler o yıl yirmiden fazla süper tayfun yaşadı.
- The Philippines experienced more than twenty super typhoons that year.
Bunu şarabın üstün kalitesine bağlıyorum efendim.
- I attribute it to the superior quality of the wine, sir.
Ben bunu süpermarket yolu üzerinde buldum.
- I found this on the way to the supermarket.
Birkaç yazar ve birkaç konuyla ilgili mükemmel bir bilgi birçoklarıyla ilgili yüzeysel olan birinden çok daha değerlidir.
- A perfect knowledge of a few writers and a few subjects is more valuable than a superficial one of a great many.
O'nun mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that he is a superb pianist.
Sen gözetmen olmayı hak ediyorsun.
- You deserve to be supervisor.
Tom idari bir gözetmen.
- Tom is an administrative supervisor.
Tom Jackson kapıcıdır.
- Tom Jackson is the superintendent.
The question is: when is the best time to super?.
The party was super awesome.
Jane looked forward to collecting a large super payout when she retired.