Bu adam benim en ilk amirimdir.
- This man is my immediate superior.
O, amirine ne düşündüğünü söyledi.
- She told her superior what she thought.
Onun raporu benimkine göre üstündür.
- His paper is superior to mine.
Bu halı kalite olarak ondan üstündür.
- This carpet is superior to that one in quality.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
- The chief clerk is not a hardworking man, but gets ahead rapidly because he knows how to curry favor with his superiors.
Üstlerine karşı saygıyla davranır.
- He behaves respectfully toward his superiors.
Sami kendini arkadaşlarından biraz üstün hissetti.
- Sami felt a little bit superior to his friends.
Bu ürünler onlarınkinden daha üstün.
- These products are superior to theirs.
Sanırım kırsal yaşam bazı bakımlardan şehir yaşamından daha üstündür.
- I think country life is superior to city life in some respects.
Amirimden izin alacağım.
- I'll get permission from my superior.
Rebecca had always thought shorts were far superior to pants, as they didn't constantly make her legs itch.