Tom harikulade bir iş yaptı.
- Tom has done a superb job.
Muhteşem İngilizcen var.
- You have superb English.
Onun müzik zevki muhteşemdir.
- His taste in music is superb.
O'nun mükemmel bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that he is a superb pianist.
Sana hiç söylemediğim tek şey var: Ben bir süper varlığım.
- There is one thing I've never told you: I'm a superbeing!
Harika bir iş yaptın.
- You've done a superb job.