sulu

listen to the pronunciation of sulu
Turkish - English
aqueous
juicy

I ate lots of delicious, juicy ham last Christmas. - Geçen Noelde çok lezzetli, sulu jambon yedim.

The turkey was moist and juicy. - Hindi nemli ve suluydu.

watery

It was watery soup spiced with pepper and rancid oil. - Biber ve ekşi yağ ile baharatlandırılmış sulu çorbaydı.

I don't like watery food. - Sulu yiyeceklerden hoşlanmam.

wet

My cat only eats wet food. - Kedim yalnızca sulu yemek yer.

succulent
sassy
watery, soggy; runny; dilute, thin; juicy, succulent, silly, saucy, familiar (with sb)
wishy-washy
slush
fluid
watered
wishywashy
saucebox
mellow
facetious
pert
irriguous
moist

The turkey was moist and juicy. - Hindi nemli ve suluydu.

familiar
hydrous
hydrated

This fruit will help you stay hydrated. - Bu meyve sulu kalmana yardım edecek.

Drinking plenty of water will help you stay hydrated. - Çok su içmek sizin sulu kalmanıza yardımcı olacaktır.

washy
saucily
soft
pappy
slushy
(Konuşma Dili) (someone) who makes stale, annoying jokes
(Konuşma Dili) fresh, overly familiar
runny
sloppy
lush
watery; dilute, watered down
weak
smarmy
(kristal) enhydrous
soupy
saucy
ripe
fresh
frivolous
perky
soggy
thin
dilute
flooded

Flooded battery.

(Diş Hekimliği) agueous
swimming
liquid
gross
sulu çamur
slosh
sulu ayrışım
hydrolysis
sulu boya
watermark
sulu faz
(Tıp) aqueous phase
sulu harç
(İnşaat) slurry
sulu harç doldurmak
(İnşaat) grout
sulu sepken yağmak
sleet
sulu tarım
(Tarım) irrigated farming
sulu yulaf vb lapası
gruel
sulu yıkayıcı
(Çevre) wet scrubber
sulu çamur
(Çevre) slurry
sulu tarım
Irrigated agriculture, irrigated farming
sulu alkol içmek
grog
sulu alüminyum fosfat
wavellite
sulu bakır sülfat
blue vitriol
sulu bal
(Arılık) run honey
sulu baz
(Ticaret) water based
sulu bileşim
hydrate
sulu bir biçimde
lushly
sulu bir şekilde
juicily
sulu bir şekilde
waterily
sulu boyalar
(Bilgisayar) water colors
sulu delgi
wash drilling
sulu delgi
wash boaring
sulu delici
hydraulic drill
sulu delme
hydraulic drilling
sulu demir fosfat
vivianite
sulu dispersiyon
aqueous dispersion
sulu dolgu
hydraulic fill
sulu dolgu
(Madencilik) hydraulic stowing
sulu dolgu
hydraulic packing
sulu ekstrakt
aqueous extract
sulu elek analizi
wet-sieve analysis
sulu emülsiyon
(Kimya) aqueous emulsion
sulu fırçalama makinesi
wet scrubbing machine
sulu gömlek
wet cylinder liner
sulu göz
(deyim) a cry baby
sulu göz/gözlü
1. (someone) who starts crying for the slightest of reasons. 2. crybaby
sulu gözlü kimse
cry-baby
sulu gıda
liquid diet
sulu gıda
liquid food
sulu gıdalar
fluid foods
sulu gıdalar
liquid foods
sulu hamur
batter
sulu harçla doldurma
(İnşaat) larrying-up
sulu hidroflorik asit
(Kimya) aqueous hydrofluoric acid
sulu kar
soft hail
sulu kar
sleet
sulu kar
slush
sulu kar gibi
sleety
sulu kar haline gelmiş
slushed
sulu kar ile kaplanmış
slushed
sulu kar ile kaplı
sleeted
sulu kar yağmak
sleet
sulu kar yağması
sleeting
sulu karlı
slushiness
sulu karışım hattı
(Madencilik) slurry line
sulu katmanlar
watery strata
sulu kavrama
fluid coupling
sulu kazı
(Madencilik) hydraulic mining
sulu kaşeksi
(Veteriner) aqueous cachexia
sulu komedi
farce
sulu kromik oksit
viridian
sulu kum
(İnşaat) water-bearing sand
sulu kuyu
wet well
sulu kümeleyici
hydroclassifier
sulu madde
aqueous vehicle
sulu maden özü
pulp
sulu magnezyum sülfat
kieserite
sulu mantı
(Gıda) manti served in broth
sulu mevzi
(Askeri) wet emplacement
sulu oksitleme
(Çevre) wet oxidation
sulu olma
succulence
sulu ortamı
(Kimya) aqueous media
sulu potasyum ve demir silikat
jarosite
sulu sabit boru sistemi
fixed pipe watering system
sulu sebze yemeği
pottage
sulu sis
waterfog
sulu sondaj
wash boring
sulu sondaj
wash drilling
sulu süspansiyon
aqueous suspension
sulu sıvı
(Tıp) aqueous liquid
sulu taşıma
(Madencilik) hydraulic haulage
sulu tip
blade
sulu tuz
salt hydrate
sulu yakıt roketi
(Askeri) wet fuel rocket
sulu yaldız
water gilding
sulu yatak
(Tıp) water mattress
sulu yağmurlayıcı
wet pipe sprinkler
sulu yem
succulent feed
sulu yemek
(kötü) wash
sulu yemek
slops
sulu zırtlak
(Konuşma Dili) lemon
sulu çamur
ooze
sulu çamur
sludge
sulu çamur
slush
sulu çamur gibi
oozy
sulu çamur tarayıcısı
(Askeri) sludge dredger
sulu çimento
slurry
sulu çinko silikat
(Kimya) calamine
sulu çorba
thin soup
sulu çözelti
aqueous solution
sulu özek doku
(Botanik, Bitkibilim) aquiferous parenchyma
sulu şerbet
thin juice
sulu  çamur pompası
(Askeri) mud slush pump
sulu-havalı yağmurlayıcı
wet-and-dry sprinkler
sulu boya
(Fiili Deyim ) water colour
tatlı ve sulu kavun
honeydew
etli/sebzeli sulu yemek
stew
sulu gözlü
lachrymose
sulu yemek
pap
sulu yemek
slop
daha sulu
waterier
inkjet sulu
(Bilgisayar) inkjet aqueous
kızarmış ve sulu gözler
rheumy eyes
kızgın sulu ısıtma
hot-water heating
tatlı ve sulu kavun
honeydew melon
English - English
an all-purpose garment worn by men and women in Fiji that to Westerners resembles a skirt
A member of the most prominent tribe of the Moro tribes, occupying the Sulu Archipelago; also, their language
Sulu Archipelago
Volcanic and coral archipelago, southwestern Philippines, between Mindanao and Borneo. A double island chain, it extends 170 mi (270 km) and includes about 400 named islands and more than 500 unnamed ones; they cover an area of 1,038 sq mi (2,688 sq km). The islanders were converted to Islam by Abu Bakr in the mid-15th century. The Spanish tried, at first unsuccessfully, to subdue the inhabitants, whom they called Moros. The islands finally became a Spanish protectorate in the 19th century, and in 1899 came under U.S. authority. The archipelago was ceded to the Philippines in 1940. The islands provide a haven for smugglers and pirates
Sulu Sea
An arm of the western Pacific Ocean between the Philippines and Borneo. The Sulu Archipelago, a chain of small islands belonging to the Philippines, separates the Sulu Sea from the Celebes Sea southwest of Mindanao
Turkish - Turkish
Suyu çok olan: "Onun getirdiği kızarmış eti, şarabı, iri ve sulu elmaları acele yuttu."- Ö. Seyfettin. İçine su katılmış, sulandırılmış olan
Suyu olan, içinde su bulunan: "Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?"- R. N. Güntekin
Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya kadınlara hoş olmayan iltifatlarda bulunan (kimse): "Ben diyor, akşamdan beri onu kolluyorum
Bilirim sarhoşluğu suludur."- M. Ş. Esendal
Suyu çok olan
Suyu olan, içinde su bulunan
Yersiz şakalar yapan, söz ve davranışları ile çevresini tedirgin eden veya kadınlara hoş olmayan iltifatlarda bulunan (kimse)
İçine su katılmış, sulandırılmış olan
sulu boya
Su ile karıştırılarak kullanılan bir boya
sulu boya
Bu tür boya ile yapılmış olan (resim)
sulu göz
bakınız: sulu gözlü
sulu gözlü
Göz yaşını tutamayan, hemen ağlayan
sulu sepken
Yağmurla karışık bir biçimde (yağan)
sulu tarım
Sulamaya dayalı tarım
sulu zırtlak
Oyunlarda kuralları bozup mızıkçılık eden, ağlayan, kaçan kimse
Sulu yemek
manca
ala sulu
Yeni olgunlaşmaya başlamış (yemiş)
ala sulu
İyi pişmemiş, suluca (yemek)
gözü sulu
Çok önemsiz olaylarda bile gözyaşlarını tutamayan
sulu
Favorites