sularında

listen to the pronunciation of sularında
English - English

Definition of sularında in English English dictionary

SU
State University
SU
Seattle University
SU
Sabancı University
SU
Shippensburg University
SU
Stanford University
SU
South University
SU
In algebra, special unitary group
SU
Salisbury University
SU
Sofia University
SU
Stellenbosch University
SU
Seton Hall University
SU
Silpakorn University
SU
Student Union
SU
Silliman University
SU
Syracuse University
SU
Statistical Unit
SU
Stockholm University
SU
North Sumatra, a province of Indonesia
Su
A diminutive of the female given name Susan and of its variant forms

I am sure nobody would mind, said Susan; it isn't as if we wanted to take them out of the house; we shan't take them even out of the wardrobe. I never thought of that, Su, said Peter.

su
Kan su Chiang su Su Song Su Sung Wu su li Chiang
Su
summer
su
become super-user or another user
su
Special Unitary group of n x n matrices
su
Supply Unit The Supply Unit is used to denote the unit of sale from a warehouse or purchasing to the end user It is analogous to the Stock Keeping Unit associated with the product When a user orders 100 of product X, the Supply Unit denotes whether they receive Eaches, Cases, Boxes, etc
su
abbr Signaling Unit
su
FFEL Stafford Unsubsidized
su
Service Unit
su
the building letter code for the Surge Research Building, 90 Medical Center Way, San Francisco
su
Status uncertain, often because of low search effort or cryptic nature of the element
su
The 3-dimensional Lie group of 2 x 2 unitary matrices; the most common Lie group in mathematics and physics after the circle
su
さがす saga-sanai saga-shita saga-sanakatta
su
his, her, your, their, its • our • my Answerhis, her, your, their, its
su
(switch users) A UNIX utility for temporarily switching users during a session Requires a password
su
(Single-unit Company) Companies in the economic censuses in which the establishment and the company are one and the same See also MU (Multi-unit)
su
situational understanding
su
Abbreviated form of Skinner Union, supplier of carburettors on six-cylinder Land-Rovers
su
Subscriber Unit (Hi-FOCuS ATU-R)
su
Service User The end user at the customer premises
su
Signals Unit
su
rice vinegar
su
switch user
su
A command that substitutes another user's login for that of the user who invoked the command, logging in the invoking user under the substituted login The invoking user must know the login password for the user whose login is being substituted If no other user's login is specified, the command substitutes the root login
su
sites in the ex-Soviet Union (see kremvax)
Turkish - Turkish
Yaş, saat gibi kelimelerle birlikte yaklaşık bir zaman bildirir: "Kısa bir zaman için, saat beş suları / İyidir beraber olmamız."- B. Necatigil
Yaş, saat gibi kelimelerle birlikte yaklaşık bir zaman bildirir
su
Sutaşı
SU
(Osmanlı Dönemi) (Y) f. Cihet, yön, taraf. Semt. Yan
Su
ma
Su
ab
Su
(Osmanlı Dönemi) SİLAM
su
bakınız: sutaşı
su
Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu: "Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı."- F. R. Atay
su
Sakaların ünlü destanı
su
Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde..."- R. N. Güntekin
su
Kenarlara koşut olarak yapılan süs
su
Meyve, sebze gibi şeylerin sıkılmasıyla elde edilen sıvı
su
Mendil ve peçetelerde kenara yapılan işleme
su
Sütten yapılan çinliler'e has bir içecek
su
Yön, taraf, cihat, yan
su
drojenle oksijenden oluşan, oda sıcaklığında sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab: "Dere suyu tekmil çamur
su
Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu
su
(kural dışı olarak, isim tamlamalarında belirten durumunda iken suyun ve belirtilen durumunda iken suyu biçimini alır). Hidrojenle oksijenden oluşan, oda sıcaklığında sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde
su
Bazı kokulu yaprak veya çiçekler imbikten çekilerek elde edilen kokulu sıvı
su
Yıkamak sözü ile bir su yıkamak, iki su yıkamak biçiminde kullanılarak "kez" anlamına gelir
su
Kez. Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
su
Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlik
su
Gözümde bir damla -- deniz olup taşıyor (ö.B. Uşaklı)
su
Kenar süsü
su
Yemeğin sulu bölümü
su
Yemeğin sulu bölümü: "Belki de iki bardak turşu suyu içecek."- S. F. Abasıyanık
su
(Osmanlı Dönemi)
English - Turkish

Definition of sularında in English Turkish dictionary

SU
(Askeri) arama birliği (search unit)
sularında
Favorites