He was watering his garden with a hose.
- O bahçesini bir hortum ile suladı.
The flowers in the garden need watering.
- Bahçedeki çiçekler sulanmalı.
A watered down compromise resolution is better than none at all.
- Sulandırılmış bir uzlaşma önergesi hiç yoktan daha iyidir.
I needn't have watered the flowers. Just after I finished, it started raining.
- Çiçekleri sulamama gerek yoktu. Bitirdikten hemen sonra yağmur yağmaya başladı.
The gorgeous cake made my mouth water.
- Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
We need to water the flowers.
- Biz çiçekleri sulamalıyız.
They need to be able to irrigate without relying solely on rain.
- Onların yalnızca yağmura bağımlı olmaksızın toprağı sulayabilmeye ihtiyaçları var.