English - Turkish
Definition of suggestive of youth; vigorous and fresh in English Turkish dictionary
- youthful
- {s} gençlere/gençliğe özgü
- youthful
- genç bir havaya sahip
- youthful
- gençliğe özgü
- youthful
- genç bir insanı andıran
- youthful
- taze
- vernal
- {s} ilkbahar
Japonya'da ilkbahar ve sonbahar ekinoksları ulusal bayramdır ama yaz ve kış gündönümleri değildir.
-In Japan, the vernal and autumnal equinoxes are national holidays, but the summer and winter solstices are not.
- vernal
- vernallyilkbahar gibi
- vernal
- {s} ilkbahara ait
- vernal
- ilkbaharda olan
- vernal
- {s} gençliğe ait
- vernal
- (Tıp) İlkbahara ait, ilkbaharda olan, vernalis
- vernal
- gençliğevernal equinox ilkbahar noktası vernal grass otlar arasında biten güzel kokulu bir otAnthoxanthum odoratum
- youthful
- {s} genç
O gerçekten gençliğini koruyor.
-She really keeps her youthfulness.
Onun hep böyle parlayan genç bir cildi var.
-She always has such glowing youthful skin.
- youthful
- {s} diri
- youthful
- {s} dinç
- youthful
- {s} genç bir havaya sahip, genç bir insanı andıran (yaşlıca/yaşlı kimse)
- youthful
- gençliğe yakışır
Related Terms
suggestive of youth; vigorous and fresh
Hyphenation
sug·ges·tive of youth; vig·or·ous and freshPronunciation
Resimler
Favorites