suggesting taste, ease, and wealth

listen to the pronunciation of suggesting taste, ease, and wealth
English - Turkish

Definition of suggesting taste, ease, and wealth in English Turkish dictionary

elegant
zarif

Genç adam zarif giyinmişti. - The young man was dressed elegantly.

Bugün Mary zarif dekoratif gözlük takıyor. - Today Mary is wearing elegant decorative glasses.

elegant
{s} şık

Çok şık görünüyorsun. - You look very elegant.

Şanzelize Caddesi çok güzel ve çok şıktır. - The Avenue of the Champs Elysées is very beautiful and very elegant.

elegant
{s} mükemmel
elegant
elegantlyzarafetle
elegant
latif
elegant
düzenli
elegant
güzel

Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin? - How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?

Şanzelize Caddesi çok güzel ve çok şıktır. - The Avenue of the Champs Elysées is very beautiful and very elegant.

elegant
ince
elegant
{s} kibar

Brownlar kibar ve mutlu bir ailedir. - The Browns are an elegant and happy family.

elegant
üstün
elegant
{s} çok iyi
elegant
{s} hoş

Bir güzellik salonunda hoş ve mutlu bir zaman geçirmeye ne dersin? - How about spending an elegant and blissful time at a beauty salon?

elegant
{s} zekice
elegant
nezaketle
elegant
nazik
graceful
incelikle

Latinler başkalarına el pençe divan dururken, kendilerini incelikle tanıtamaz! - Latinos can't promote themselves gracefully, kowtowing to others!

Yusufçuk incelikle suyun üzerinden geçti. - The dragonfly gracefully passed over the water.

English - English
refined
graceful
elegant