Tom'un acı çektiğini sanmıyorum.
- I don't think Tom suffered.
Kocasının ölümünden beri Cristina çok acı çekti.
- Since the death of her husband, Cristina has suffered a lot.
Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.
- Man is destined to suffer.
Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.
- To some life is pleasure, to others suffering.
Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
- You don't need to suffer in silence.
Bazılarına göre hayat zevktir, diğerlerine göre acı çekmektir.
- To some life is pleasure, to others suffering.
Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Onun yaşında saç dökülmesine uğramak çok üzücü.
- Suffering from hair loss at her age is so sad.
Hasta halüsinasyonlardan sıkıntı çekiyor.
- The patient suffers from hallucinations.
Mortgage borcumdan dolayı sıkıntı çektim.
- I suffered from my mortgage loan.
He's suffering from the flu this week.
I hope you never have to suffer the same pain.
the holie ghoste doth manifestlie expresse, saying: I suffer not that women usurpe authoritie above man:.
At least he didn't suffer when he died in the car crash.
... Village already suffered something ...
... city suffered the attack september elaine and fourteen oh two ...