Ben zehir yerine darağacını seçersem, ölmeden önce kısa bir süre için acı çekeceğim.
- If I choose the gallows instead of the poison, I'll suffer for a shorter amount of time before dying.
Acı çekmek insanoğlunun alnına yazılmıştır.
- Man is destined to suffer.
Acı çekmek insanın kaderidir.
- It is man's destiny to suffer.
Sessizce acı çekmek zorunda değilsiniz.
- You don't need to suffer in silence.
Acı çekmek insanın kaderidir.
- It is man's destiny to suffer.
Çile çekmekten saçı ağardı.
- Her hair grayed with suffering.
Onun yaşında saç dökülmesine uğramak çok üzücü.
- Suffering from hair loss at her age is so sad.
Bir araştırmaya göre, dünyada bir milyar kişi yoksulluktan sıkıntı çekiyor.
- According to a survey, 1 billion people are suffering from poverty in the world.
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
- He suffers from poor blood circulation to his legs.
He's suffering from the flu this week.
I hope you never have to suffer the same pain.
the holie ghoste doth manifestlie expresse, saying: I suffer not that women usurpe authoritie above man:.
At least he didn't suffer when he died in the car crash.