suddenly; unexpectedly

listen to the pronunciation of suddenly; unexpectedly
English - Turkish

Definition of suddenly; unexpectedly in English Turkish dictionary

sudden
{s} ani

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly it began to rain.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly rain began to fall.

sudden
{s} beklenmedik

Birden beklenmedik bir şey oldu. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
ansız

kedi ipin üzerinde kasılarak yürüyordu, ansızın evin içine koştu. - The cat was strutting around the yard, when it suddenly ran into the house.

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti. - Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.

sudden
all of a sudden ansızın
sudden
sudden death ani ölüm
sudden
birdenbire çıkan
sudden
su
sudden
birdenbire

Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı. - Tom's heart suddenly began to beat faster.

Dewey birdenbire bir kahraman oldu. - Dewey was suddenly a hero.

sudden
neticeyi bir yazıtura atışıyla halletme
sudden
apansız
sudden
{s} ansızın olan
sudden
ansızın

İki yıl önce kardeşimin ansızın ölmesinden beri, yengem onun kendisine bıraktığı küçük mücevher dükkanına gitmeye devam etti. - Since my brother died suddenly two years ago, my sister-in-law has valiantly kept going the small jewellery store he left her.

Ansızın fikrini ne değiştirdi? - What made you change your mind all of a sudden?

sudden
aniden

Aniden yağmur yağmaya başladı. - It suddenly started raining.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - All of a sudden, it began raining.

sudden
{s} umulmadık

Aniden umulmadık bir şey meydana geldi. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
beraberlik durumunu çözmek için neticeyi bir puana bağlama
English - English
sudden
suddenly; unexpectedly
Favorites