suddenly; unexpectedly

listen to the pronunciation of suddenly; unexpectedly
English - Turkish

Definition of suddenly; unexpectedly in English Turkish dictionary

sudden
{s} ani

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly rain began to fall.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly it began to rain.

sudden
{s} beklenmedik

Birden beklenmedik bir şey oldu. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
ansız

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

Neden ansızın dün öğleden sonra gittin? - Why did you suddenly leave yesterday afternoon?

sudden
all of a sudden ansızın
sudden
sudden death ani ölüm
sudden
birdenbire çıkan
sudden
su
sudden
birdenbire

Cümleler için bir pazar olsaydı, dil bilgisi spekülasyonlarımız birdenbire anlam bulurdu. - If there existed a market for sentences, our grammatical speculations would suddenly make sense.

Birdenbire gökyüzü karardı. - All of a sudden the sky became dark.

sudden
neticeyi bir yazıtura atışıyla halletme
sudden
apansız
sudden
{s} ansızın olan
sudden
ansızın

Neden ansızın dün öğleden sonra gittin? - Why did you suddenly leave yesterday afternoon?

Tanrı olduğumu ne zaman fark ettim? Güzel, ben dua ediyordum ve ansızın kendi kendime konuştuğumu fark ettim. - When did I realize I was God? Well, I was praying and I suddenly realized I was talking to myself.

sudden
aniden

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly rain began to fall.

Aniden yağmur yağmaya başladı. - Suddenly it began to rain.

sudden
{s} umulmadık

Aniden umulmadık bir şey meydana geldi. - Suddenly, something unexpected happened.

sudden
beraberlik durumunu çözmek için neticeyi bir puana bağlama
English - English
sudden
suddenly; unexpectedly
Favorites