Mücize onun macerada başarılı olmasıdır.
- The marvel is that he succeeded in the adventure.
O, oğlunun başarılı olduğunu öğrendiği için çok mutlu oldu.
- He was overjoyed to find out that his son had succeeded.
Tom başarılı olmak için gerekli niteliklere sahip.
- Tom has what it takes to succeed.
O başarılı olmak istedi.
- He wanted to succeed.
Başarmak için sıkı çalıştım.
- I worked hard to succeed.
Tom başarmak için bir şansı olduğunu düşünmüyordu fakat o hiç olmazsa bir fırsat vermek istedi.
- Tom didn't think he had a chance to succeed, but he at least wanted to give it a shot.
Sınavında başarılı olacaksan, sıkı çalışmalısın.
- If you are to succeed in the exam, you must study hard.
Onun başaracağını umuyorum.
- I hope that he will succeed.
Autumn succeeds summer.
... drugs, then I will have succeeded I think. ...
... tried to start rocket companies, not succeeded. ...