Sana bir ipucu vereceğim.
- I'll give you a hint.
Mary ona birkaç ipucu verdikten sonra Tom bilmeceyi çözdü.
- Tom solved the puzzle after Mary gave him a few hints.
Pilot onun bir UFO olabileceğini ima etti.
- The pilot hinted that it might be a UFO.
Konuşmacı siyasi dünyadaki yozlaşmayı ima etti.
- The speaker hinted at corruption in the political world.