substantial, real, tangible; current; factual

listen to the pronunciation of substantial, real, tangible; current; factual
English - Turkish

Definition of substantial, real, tangible; current; factual in English Turkish dictionary

actual
gerçek

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi? - Can computers actually translate literary works?

Para gerçekten ödenildi mi? - Was the money actually paid?

actual
{s} fiili
actual
{s} aktüel
actual
asıl
actual
{s} güncel
actual
{s} mevcut
actual
{s} şimdiki
actual
doğru

Hey! Bu doğru yer değil. Sen bununla ilgili bilgi için gerçek milli takım antrenörüyle temas kurmalısın. - Hey! This is not the right place. You should contact the actual national coach for information regarding this.

Tom'un söylediği gerçekten doğru. - What Tom said is actually true.

actual
aslı

Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum, ama aslında o Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için. - I'm saying For the sake of Earth's environment, but actually it's For the sake of the people living on Earth.

İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim. - Believe it or not, I can actually draw.

actual
eylemsel
actual
asli
actual
hakiki
English - English
{s} actual
substantial, real, tangible; current; factual
Favorites