subordinate, not primary

listen to the pronunciation of subordinate, not primary
English - Turkish

Definition of subordinate, not primary in English Turkish dictionary

secondary
{s} ikincil

Teleskopların birincil ve ikincil aynası vardır. - Telescopes have a primary and a secondary mirror.

Bu problem sadece ikincil derecede önemli. - This problem is only of secondary importance.

secondary
{s} tâli
secondary
(Biyoloji) sekonder
secondary
ikinci derecede olan
secondary
{s} orta dereceli
secondary
{i} ikinci dereceli şey
secondary
evvelce teşekkül etmiş kaya içinde toplanan taş veya maden kabilinden
secondary
{i} uydu
secondary
elek
secondary
(sıfat) ikinci, orta, orta dereceli, ikinci derecede, ikincil, ikinci dereceli, önemsiz, ara (renk), tâli
secondary
{i} sekonder devre
secondary
{s} orta

O sadece ortaokula devam etti. - He attended only secondary school.

1873 yılında bütün ailesiyle birlikte Varşova'ya taşındı ve o zamandan sonra Veteriner Enstitüsü ve bir ortaokulda Almanca dersi verdi. - In 1873 he moved to Warsaw with his whole family, and from that time taught German at the Veterinary Institute and at a secondary school.

secondary
{s} ikinci derecede

On iki rengin bir toplamı için üç ana renk ve dokuz ikinci derecede renk vardır. - There are three primary colours and nine secondary colours for a total of twelve colours.

secondary
delege
secondary
kuş kanadının ikinci mafsalındaki tüy
secondary
{s} ara (renk)
English - English
secondary
subordinate, not primary
Favorites