Hastalık nedeniyle ödevimde erkek kardeşime yardım ettirmek zorunda kaldım.
- I had to have my brother help me with my homework due to illness.
Benim kendi deneyimlerinden, hastalık çoğunlukla uykusuzluktan kaynaklanıyor.
- From my own experience, illness often comes from sleeplessness.
O kötü sağlık gerekçesiyle istifa etti.
- He resigned on the grounds of ill health.
Hastalığından sonra onun sağlığı hâlâ kötü.
- He's still in poor health after his illness.
Hastalığından dolayı yatağına hapsedildi.
- He has been confined to his bed with illness.
O, hasta olduğu için yürüyüşe gidemedi.
- He could not go on the hike because he was ill.
Biggie Smalls is the illest / Your style is played out, like Arnold wonderin Whatchu talkin bout, Willis? — Biggie Smalls, The What, 1994.