The police caught him red handed.
- Polis onu suçüstü yakaladı.
She was caught red-handed trying to steal a necklace.
- O bir kolyeyi çalmaya çalışırken suçüstü yakalandı.
Tom was caught red-handed, stealing from the cash register.
- Tom yazar kasadan hırsızlık yaparken suçüstü yakalandı.