English - Turkish
Definition of strong desire, especially of a sexual nature in English Turkish dictionary
- lust
- şehvet
Onu şehvetle arzuluyorum.
-I'm lusting after him.
Çocuk bir şehvetli Miley Cyrus videosu izliyor.
-The kid is watching some lustful Miley Cyrus video.
- lust
- {f} şehvetli olmak
- lust
- kösnüllük
- lust
- şehvet duygusu
- lust
- kösnü
- lust
- arzulamak
- lust
- (for/after ile) sahip olmaya çalışmak
- lust
- {f} arzula
- lust
- (Tıp) Aşırı cinsel arzu, aşırı cinselistek, şehvet
- lust
- çok kuvvetli ve karşı konulamaz arzu
- lust
- {i} arzu
Onu şehvetle arzuluyorum.
-I'm lusting after her.
Onu şehvetle arzuluyorum.
-I'm lusting after him.
- lust
- {f} arzulu olmak
- lust
- lust after şehvetle arzu etmek
- lust
- nefsaniyet
- lust
- {f} for/after -i şehvetle arzu etmek
- lust
- {i} seks düşkünlüğü
- lust
- hırs/şehvet
Related Terms
English - English
Definition of strong desire, especially of a sexual nature in English English dictionary
- lust
strong desire, especially of a sexual nature
Hyphenation
strong desire, es·pe·cial·ly of a sex·u·al na·turePronunciation
Resimler
History
Favorites