Dün biraz domuz pastırması şeritleri kızartıyorken tava aniden alev aldı.
- The pan suddenly caught fire while I was frying some strips of bacon yesterday.
Dörde bölünmüş Çin lahanasını biraz geniş şeritler halinde kesin.
- Cut the quartered pak-choi into, slightly wide, strips.
Onların meyve taşımak için kullandıkları sepetler kamış şeritlerinden yapılır.
- The baskets they use to transport fruit are made with strips of cane.
Tam vücut tarayıcıları sanal şerit arama yapmaktadır.
- Full body scanners perform a virtual strip search.
O, çocuğu soydu ve onu banyoya koydu.
- She stripped the child and put him in the bath.
O, bir striptizci olarak ek işte çalışıyor.
- He's moonlighting as a stripper.
Tom, Mary'nin bir striptizci olduğunu biliyordu.
- Tom knew that Mary was a stripper.
Giysilerimi çıkarmak istiyorum.
- I just wanna strip my clothes off!