Burada çok katı kurallarımız var.
- We have very strict guidelines here.
Ebeveynlerim çok katı.
- My parents are very strict.
O askerdeyken, sıkı ordu kurallarına uydu.
- When he was in the military, he conformed to the strict army rules.
Onlar öğretmeni çocuklara çok sıkı olmakla suçladı.
- They accused the teacher of being too strict with the children.
Sizde benim otoriter bir eğitmen olduğumu bilseniz iyi olur.
- You may as well know that I am a strict instructor.
Babam bana karşı çok otoriter.
- My father is very strict with me.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly forbidden.
Sigara içmek kesinlikle yasaktır.
- Smoking is strictly prohibited.
Siyasete ilgim tamamen akademik.
- My interest in politics is strictly academic.
İlişkimiz tam anlamıyla profesyonel.
- Our relationship is strictly professional.
Alice sert annesinden korkmuştu.
- Alice was frightened of her strict mother.
Şirket tarafından koyulan kurallar çok serttir.
- The rules established by the company are very strict.
strict ligature.
to pay strict attention.
strict fiber.
very strict in observing the Sabbath.
to understand words in a strict sense.