English - Turkish
Definition of stretched out face upward; flat on the back in English Turkish dictionary
- upright
- dik
O civatayı dik durdurdu.
-She stood bolt upright.
Boş torba dik duramaz.
-An empty bag can't stand upright.
- upright
- {s} dürüst, doğru. z. dik, dimdik
- upright
- namuslu
- upright
- dimdik
O, dimdik ayağa fırladı.
-She stood bolt upright.
- upright
- dikey
- upright
- doğru
- upright
- {i} kuyruksuz piyano
- upright
- (isim) dik duran şey, kale, direk, kuyruksuz piyano
- upright
- dikine
- upright
- {i} kale
- upright
- düz piyano
- upright
- dikey olarak
- upright
- dik bir şekilde
- upright
- dimdik duran şey
- upright
- dürüst/dik
- upright
- {s} kalkık
- upright
- dik olarak
- upright
- {i} dik duran şey
- upright
- dik piyano
Related Terms
English - English
Definition of stretched out face upward; flat on the back in English English dictionary
- upright
stretched out face upward; flat on the back
Pronunciation
Resimler
Favorites