Onu boğmak istiyorum.
- I'd like to strangle her.
Sami, Leyla'yı boğmakla tehdit etti.
- Sami threatened to strangle Layla.
Onu boğarak öldürmek istiyorum.
- I'd like to strangle him.
Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi.
- Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.
Onu boğmak istiyorum.
- I didn't strangle him.
Tom Mary'yi boğazlamak için tamamen hazır değildi.
- Tom couldn't quite bring himself to strangle Mary.
Sami, karısını boğazlamak için çıplak ellerini kullandı.
- Sami used his bare hands to strangle his wife.
The cat slipped from the branch and became strangled by its bell-colla.