Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
Oğlum komik hikayelerin anlatıcısı olmak için çalıştı.
- My son tried to become a teller of funny stories.
Yaşam eğlenceli bir şey.
- Life's a funny thing.
Biz televizyonda eğlenceli bir program izledik.
- We saw a funny program on TV.
Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun?
- Don't you think that's funny?
Onlar bana garip baktılar.
- They looked at me funny.
Bu oda tuhaf kokuyor.
- This room smells funny.
Ben tuhaf bir gürültü duydum.
- I heard a funny noise.
The milk smelt funny so I poured it away.