strange; unusual

listen to the pronunciation of strange; unusual
English - Turkish

Definition of strange; unusual in English Turkish dictionary

funny
komik

Ölüm hiçbir şey. Bu yüzden yaşamla başla, daha az komik ve daha uzun sürer. - Dying is nothing. So start with living, it's less funny and it lasts longer.

Bu elbise komik görünebilir ama onu seviyorum. - This dress may look funny, but I like it.

funny
{s} eğlenceli

Film kitap kadar eğlenceli değildi. - The movie wasn't as funny as the book.

Yaşam eğlenceli bir şey. - Life's a funny thing.

funny
{s} eğlendirici
funny
{s} zevkli
funny
{s} karanlık
funny
s eğlenceli
funny
{s} garip

Onlar bana garip baktılar. - They looked at me funny.

Bunun garip olduğunu düşünmüyor musun? - Don't you think that's funny?

funny
{s} sakat
funny
{s} komik, güldürücü, eğlendirici
funny
{s} şüpheli
funny
{s} gülünecek
funny
{s} tuhaf

O adamla ilgili tuhaf bir duyguya sahibim. - I've got a funny feeling about that guy.

Tom'un yüzünde tuhaf bir ifade vardı. - Tom had a funny look on his face.

funny
{s} gülünç
funny
paskal
funny
antika
funny
acayip
English - English
funny
strange; unusual
Favorites