Hâlâ Tom'un garajında depolanmış şeylerim var.
- I still have things stored in Tom's garage.
Bu kutuları depolamak için yeterli yerim yok.
- I don't have enough space to store these boxes.
Onu yapmayın! İlaç deposunda bir bilgisayar var.
- Don't do that!!! There's a computer at the drug store.
Depoyu kilitlemeyi unuttum.
- I forgot to lock the storeroom.
Mağazaya benimle gelecek misin?
- Will you come with me to the store?
Mağaza ne zaman açılıyor?
- What time does the store open?
Kızım dükkândan süt alıyor.
- My daughter is buying milk from the store.
Likör dükkânından bir şişe bira satın aldım.
- I bought a bottle of beer at the liquor store.
Biz samanı samanlıkta depoladık.
- We stored the hay in the barn.
Hâlâ Tom'un garajında depolanmış şeylerim var.
- I still have things stored in Tom's garage.
Onun büyük bir gıda stoku var.
- He has a large store of food.
Mağazada Tom için form doldurmak zorundayım.
- I have to fill in for Tom at the store.
iPad hakkında hoşlanmadığım tek şey Apple'ın Uygulama Mağazasında mevcut olmayan uygulamaları kolaylıkla kuramamandır.
- One thing I don't like about the iPad is that you can't easily install apps that aren't available through Apple's App Store.
Bu çanta herhangi bir mağazada mevcut değildir.
- This bag is not available in any store.
I think the overflow bug is in your stored procedure.
The main store of 1000 36-bit words seemed large at the time.
This operation stores the result on the stack.
This building used to be a store for old tires.
I need to get some milk from the grocery store.
I'll store these books in the attic.
... In addition to beautiful images that are easily stored ...
... All those things are stored with you even as you change ...