O otobüs evimin önünde durur.
- That bus stops in front of my house.
Bu tren her istasyonda durur.
- This train stops at every station.
Tom döğüşü durdurmak için kesinlikle hiçbir girişimde bulunmadı.
- Tom certainly made no attempt to stop the fight.
Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to stop hiccups?
Durmaksızın hepsini bana boşalttı.
- She poured me all of it without stopping.
Durmak istesemde duramadım.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
Sanırım bir sonraki durakta ineceğiz.
- I think we get off at the next stop.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.
- You must stop gambling.
O, sigara içmeyi bırakmak için karar verdi.
- He made a resolve to stop smoking.
Bana öyle bakmayı durdurur musun?
- Would you stop looking at me like that?
Lütfen onu yapmayı durdurur musun?
- Would you please stop doing that?
Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin?
- How about stopping the car and taking a rest?
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Şikago'da bir molamız vardı.
- We had a stopover in Chicago.
Tokyo'ya giderken Osaka'da mola verdim.
- I stopped off at Osaka on my way to Tokyo.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Bu cümleyi Tatoeba'ya ekliyorum ve kimse beni durduramaz!
- I'm putting this sentence on Tatoeba and nobody can stop me!
Tom Mary'nin onu yapmasını engellemek için elinden gelen her şeyi yaptı.
- Tom did everything he could to stop Mary from doing that.
Tom'un bunu yapmasını engellemek istiyorum.
- I want to stop Tom from doing that.
Böyle yapmayı kesmeni söyledim sana.
- I told you to stop doing that.
O, konuşmayı kesmedi.
- He didn't stop talking.
Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
- I tried to stop him, but he left me behind.
John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.
- John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.
Tom yolda acil durum duruşu yaptı.
- Tom made an emergency stop on the road.
O, kolumdan yakaladı ve eve gitmemi engelledi.
- She caught me by the arm and stopped me from going home.
Tom'un Mary'yi incitmesini engellemeye çalıştım.
- I tried to stop Tom from hurting Mary.
Bu size mâni olmasın.
- Don't let that stop you.
Ben sana mâni olmayayım.
- Don't let me stop you.
Benim bu saatim asla durmaz.
- This watch of mine never stops.
Yağmurun durmasını bekleyelim.
- Let's wait for the rain to stop.
Bir sonraki benzin istasyonunda duralım.
- Let's stop at the next gas station.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
İçmeye son vermek zorundasın.
- You have to stop drinking.
Ertelemeye son vermek zorundayım.
- I have to stop procrastinating.
Sonraki durakta trenden ineceğim.
- I'm getting off the train at the next stop.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Şimdi buna bir nokta koymalıyız.
- We need to put a stop to this now.
Cümlenin sonunda nokta konulmalı.
- One should add a full stop at the end of the sentence.
Doktor bana sigara içmeyi kesmek zorunda olduğumu söyledi.
- The doctor told me I had to stop smoking.
They pulled out all the stops for the gala wedding.
I stopped at the traffic lights.
The sight of the armed men stopped him in his tracks.
That stop was not planned.
The organ is loudest when all the stops are pulled.
The referees stopped the fight.
He stopped for two weeks at the inn.
The stop in a bulldog's face is very marked.
To achieve maximum depth of field, he stopped down to an f-stop of 22.
He stopped the wound with gauze.
They agreed to see each other at the bus stop.
2006: Chris Towner, consultant at risk manager HIFX, said: The move came when traders looked at each other and said 'it's about time we broke out of these ranges', and took out the stops. — Financial Times article Euro gains from dollar's slump by Steve Johnson, 5 April 2006, reproduced at HiFX.
... it stops you knowing the things that you didn't know ...
... This is a map that shows the number of stops the police are ...