Bu otobüs neden duruyor?
- Why is this bus stopping?
Neden Boston'da duruyoruz?
- Why are we stopping in Boston?
Şimdi bir süre durmamın benim için bir sakıncası yok.
- I wouldn't mind stopping for a while now.
Otobüs durmadan gitti.
- The bus went by without stopping.
Onları durdurmanın imkanı yoktu.
- There was no stopping them.
Polis suçluyu durdurmaya niyetliydi.
- The police were intent on stopping the criminal.
John bu günlerde çok içiyor. Biz onu artık içmemesi için durdurmak zorundayız.
- John drinks too much these days. We have to stop him from drinking any more.
Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım?
- What should I do to stop hiccoughs?
Durmak istesemde duramadım.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
Durmaksızın hepsini bana boşalttı.
- She poured me all of it without stopping.
Bir sonraki durakta inin.
- Get off at the next stop.
Tokyo İstasyonu üçüncü duraktır.
- Tokyo Station is the third stop.
Kumar oynamayı bırakmak zorundasın.
- You must stop gambling.
Ben sigarayı bırakmak için ikna edildim.
- I was persuaded to stop smoking.
Lütfen beni izlemeyi durdurur musun?
- Would you please stop following me?
Tom, onu durdurur musun?
- Tom, will you stop that?
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
- A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
Tom hazine aramayı durdurdu ve eve gitti.
- Tom stopped looking for the treasure and went back home.
Bu tapa şişeye uymaz.
- This stopper does not fit the bottle.
Boston'da bir molamız vardı.
- We had a stopover in Boston.
Şikago'da mola verebilir miyim?
- Can I stop over in Chicago?
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Bu cümleyi Tatoeba'ya ekliyorum ve kimse beni durduramaz!
- I'm putting this sentence on Tatoeba and nobody can stop me!
Onun olmasını engellemek zorundayım.
- I have to stop that from happening.
Onun yurt dışına çıkmasını engellemek yok.
- There is no stopping her going abroad.
Böyle yapmayı kesmeni söyledim sana.
- I told you to stop doing that.
Kay oyuncak bebeği alana kadar ağlamayı kesmedi.
- It was not until Kay received the doll that she stopped crying.
O ona o ilacı almayı durdurmasını tavsiye etti fakat o ihtiyacı olduğunu düşünüyordu.
- She advised him to stop taking that medicine, but he felt he needed to.
Onu durdurmaya çalıştım, ama beni geride bıraktı.
- I tried to stop him, but he left me behind.
Tom yolda acil durum duruşu yaptı.
- Tom made an emergency stop on the road.
Tom'un Mary'yi incitmesini engellemeye çalıştım.
- I tried to stop Tom from hurting Mary.
Tom Mary'nin Boston'a gitmesini engellemeye çalıştı.
- Tom tried to stop Mary from going to Boston.
Bu size mâni olmasın.
- Don't let that stop you.
Biz size mâni olmayalım.
- Don't let us stop you.
Durmak istesemde duramadım.
- Even if I had wished to stop, I couldn't.
Benimle konuştuğun sürece, iyi, fakat sen durur durmaz, ben acıkırım.
- As long as you're talking to me, it's fine, but as soon as you stop, I get hungry.
Bu tren tüm istasyonlarda durur.
- This train stops at all stations.
Tren o istasyonda durmaz.
- The train doesn't stop at that station.
İçmeye son vermek zorundasın.
- You have to stop drinking.
Ertelemeye son vermek zorundayım.
- I have to stop procrastinating.
Verdun Savaşında,Fransız güçleri bir Alman saldırısını durdurdu.
- At the Battle of Verdun, French forces stopped a German attack.
Girişte bir araba durdu.
- A car stopped at the entrance.
Buna bir nokta koymak zorunda kalacağız.
- We'll have to put a stop to this.
Şimdi buna bir nokta koymalıyız.
- We need to put a stop to this now.
Doktor bana sigara içmeyi kesmek zorunda olduğumu söyledi.
- The doctor told me I had to stop smoking.
The Victoria Secret ad’s racy image generated strong stopping power ratings.
I stopped at the traffic lights.
The sight of the armed men stopped him in his tracks.
That stop was not planned.
The organ is loudest when all the stops are pulled.
The referees stopped the fight.
He stopped for two weeks at the inn.
The stop in a bulldog's face is very marked.
To achieve maximum depth of field, he stopped down to an f-stop of 22.
He stopped the wound with gauze.
They agreed to see each other at the bus stop.
... ROMNEY: Candy, I don't have a policy of stopping wind jobs in Iowa and that ' they're ...
... from 50 yards away and with the stopping power of 45 pistol. ...