Çalınan çantasını bulmak ona sürpriz oldu.
- He was surprised to find his stolen bag.
Onlar çalınan parayı buldular.
- They found the stolen money.
Tom çalınmış gitarı yatağının altına sakladı.
- Tom hid the stolen guitar under his bed.
Bu sabah işten kovuldum. Geldiği zaman da hep üst üste gelir ya, ofisin bulunduğu binadan çıkmamla beraber arabamın da çalınmış olduğunu gördüm.
- I got fired from my job this morning. But, when it rains it pours, and upon coming out of the office building I found that someone had stolen my car.
Polis, neredeyse bir aydır çalınan eşyaları arıyor.
- The police have been searching for the stolen goods for almost a month.
Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.
Bu soğuk değil, sıcak.
- This is hot, not cold.
Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
- In the summer it's very hot in southern Spain.
Tom pizzasına çok fazla acı sos koydu.
- Tom put too much hot sauce on his pizza.
Bir acı biber kestikten sonra asla gözlerini ovma.
- Never rub your eyes after cutting a hot pepper.
Tom, Mary'yi biraz para çalmakla suçladı.
- Tom accused Mary of stealing some money.
Tom işçiyi çalmakla suçladı.
- Tom accused the employee of stealing.
Tom Mary'ye onun ateşli olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that she was hot.
Tom Mary'ye ateşli olduğunu söyledi.
- Tom told Mary that he was hot.
Bana nasıl hırsızlık yapılacağını öğretebilir misin?
- Can you teach me how to steal?
Ben bir çocuğun süpermarkette hırsızlık yaptığını görsem, ben onu yöneticiye rapor ederim.
- If I saw a boy steal something in the supermarket, I would report him to the manager.
Kurabiyeleri çalarken belirlendi.
- He was spotted stealing cookies.
Kasadan parayı çaldığı için çocuğu bağışladım.
- I forgave the boy for stealing the money from the safe.
Taze çilekler sıcak kekler gibi gitti.
- The fresh strawberries went like hot cakes.
Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.
- Our guide misinformed us about the location of the hotel.
Bu gerçek bir kelepir.
- This is a real steal.
Çok seksi olduğunu düşünüyorsun.
- You think you're so hot.
Bu kız gerçekten seksi.
- This girl is really hot.
The catcher caught the wild pitch and threw the ball to second, just in time, preventing another stolen base.
At this price, this car is a steal.
He stole the car for two thousand less than its book value.
Three irreplaceable paintings were stolen from the gallery.
... NOTHING TASTES BETTER THAN SOMETHING STOLEN FROM A BABY. ...
... My wallet was stolen. ...