stoklar

listen to the pronunciation of stoklar
Turkish - English
(Ticaret) inventories
stocks

Everyone tried to sell their stocks. - Herkes stoklarını satmaya çalıştı.

The stocks went down over night. - Stoklar gece boyunca düştü.

stok
stock

We have hundreds of records in stock. - Stokta yüzlerce kayıtlarımız var.

Please ask the secretary to stock the office supplies in the storage room. - Lütfen sekreterden ofis malzemelerini, depo odasına stok etmesini isteyin.

stok
{i} reserve
stok
supply
stok
stock-in-trade
stok
thrave
stok
recruitment
stok
{i} inventory

It is the general inventory of art works belonging to the City of Paris. - Bu Paris şehrine ait sanat eserlerinin genel stokudur.

stok
fund
stok
store

He has a large store of food. - Onun büyük bir gıda stoku var.

stok
stock in trade
stok
{i} stockpile

Did you stockpile food and water? - Yiyecek ve suyu stokladınız mı?

stok
garner
stok
budget
stok
stock; inventory
stok
stock, goods on hand
stok
holding
stok
hoard

The show Hoarders is one of the primary causes of armchair psychology in America. - Gösteri Stokçular Amerika'da koltuk psikolojinin başlıca nedenlerinden biridir.

Tom is a compulsive hoarder. - Tom kompulsif bir stokçu.

Turkish - Turkish

Definition of stoklar in Turkish Turkish dictionary

Stok
istif
stok
Satılmamış, istif edilmiş mal
stok
Bir ihtiyacı karşılayacak maddeden çok miktarda yığma, istif
stok
Depolanmış mal
stok
Bir sanayi dalında yararlanılan ham, işlenmiş veya yarı işlenmiş maddelerin tümü
stok
Satılmamış, istif edilmiş mal: "Bir kasabada tütün stoku mu buldu, hemen paraya çevirir."- F. R. Atay
stok
Bir satış yerinde satışa hazır bulundurulan malların tümü, istif
stoklar
Favorites