still, yet

listen to the pronunciation of still, yet
English - Turkish
hâlâ
şimdi bile
daha da
even so
yine de

Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi! - Even so ... she didn't have to slap me!

even so
buna rağmen

Şarap çok pahalıydı, buna rağmen onu satın almak istedi. - The wine was very expensive, but even so he wanted to buy it.

even so
(deyim) öyle olmasına karşın
even so
öyle olmasına rağmen
even so
öyle olsa da
but nevertheless
ama yine de
even so
yine de, gene de
even so
olsa bile

Öyle olsa bile, sen bir insansın. - Even so, you are a human.

Çocuğun ifadesi hayal kırıklığını gösterdi, ama öyle olsa bile o umut ışığı ile yüzümüze baktı. - The boy's expression showed his disappointment, but even so he looked up at our faces with a glimmer of hope.

English - English
but nevertheless
even so
still, yet
Favorites