Yine de... bana tokat atmak zorunda değildi!
- Even so ... she didn't have to slap me!
Şarap çok pahalıydı, buna rağmen onu satın almak istedi.
- The wine was very expensive, but even so he wanted to buy it.
Öyle olsa bile, sen bir insansın.
- Even so, you are a human.
Öyle olsa bile, Dünya hareket ediyor!
- Even so, the Earth moves!