Eğer inatçı olursan kesinlikle yalnız kalırsın.
- If it becomes stubborn indeed it stands alone.
Yaşlandın ve inatçı oldun.
- You've become old and stubborn.
Bir boyun tutulmasıyla uyandım.
- I woke up with a stiff neck.
O bir katır kadar inatçıdır.
- He is stubborn as a mule.
Bir katır kadar inatçısın! Bu sefer onun haklı olduğunu kabul et.
- You are as stubborn as a mule! For once, accept that she is right.