stay (a so him tan = that's how he is)

listen to the pronunciation of stay (a so him tan = that's how he is)
English - Turkish

Definition of stay (a so him tan = that's how he is) in English Turkish dictionary

tan
{i} bronzlaşmış cilt
tan
{i} sepileme
tan
{f} kamçılamak
tan
{s} tabaklama ile ilgili
tan
{f} yanmak (güneşte)
tan
{i} meşe kabuğu (tabaklamada)
tan
bronzlaşmak
tan
(hayvan derisi) tabaklamak
tan
{f} bronzlaş

Mary'nin hafifçe bronzlaşmış bir cildi var. - Mary has a slightly tanned skin.

Bronzlaşma, cilt kanserine neden olabilir. - Tanning can cause skin cancer.

tan
sarımsı kahverengi
tan
güneşte yanmış ten rengi
tan
(Tekstil) tabaklamak, sepilemek
tan
bronzlaştırmak
tan
sa
tan
(isim) taba rengi, bronzlaşmış cilt, yanık ten, tabaklama, sepileme, meşe kabuğu (tabaklamada)
tan
güneşte yanıp esmerleşmek
tan
mazı tozu
tan
{i} 1. sarımsı kahverengi. 2
tan
güneş yanığı
English - English
tan