Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Çocuk kelebeği gördüğünde, onu kovalamaya girişti, bitişikteki bayanla sohbet ederken ona sessiz kalmasını söyleyen annesini kızdırdı.
- The boy, upon seeing a butterfly, proceeded to run after it, provoking the anger of his mother, who had ordered him to stay quiet while she gossiped with the lady next door.
Bu havada dışarı çıkmayıp evde oturmak en doğrusu.
- In this kind of weather, it's best to stay home and not go outside.
Gece geç saatlere kadar oturmamalısın.
- You must not stay up late.
John iki haftalık hastane ikametinden sonra işe geri döndü.
- John went back to work after a two-week hospital stay.
O, Japonya'da kalıyorken sık sık Kyoto'yu ziyaret etti.
- While she was staying in Japan, she often visited Kyoto.
Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
- During his stay in London, he is going to visit his cousin.
Ondan uzak durmalısın.
- You should stay away from him.
Ondan uzak durmalısın.
- You should stay away from her.
Tom beni desteklemek için kaldı.
- Tom stayed to back me up.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from her.
Uluslararası tartışmalardan uzak durmak istediler.
- They wanted to stay out of international conflicts.
Dan bütün gece boyunca yatmamak istiyordu.
- Dan was going to stay up all night long.
Gece geç saatlere kadar yatmamak iyi değildir.
- It's not good to stay up late at night.
Kalmam ya da koşmam gerekip gerekmediğini bilmiyorum.
- I don't know if I should stay or run.
Herkes yatakta kalmamı öneriyor fakat ben dışarı çıkmak ve eğlenmek istiyorum.
- Everyone suggest me to stay in bed, but I want to go out and enjoy.
Tom'un saman nezlesi var. Bu yüzden içeride kalmak zorunda.
- Tom has hay fever. That's why he has to stay inside.
İçeride kalmaktansa dışarı çıkmayı tercih ederim.
- I would prefer to go out than stay in.
Dışarıda kalmak istiyorum.
- I want to stay outside.
Dışarıda kalmak dışarı çıkmaktan daha kolaydır.
- It is easier to stay out than to get out.
Burada daha uzun kalmak istiyorum.
- I want to stay here longer.
Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
- I'd like to stay one more night. Is that possible?
Tom kalışını üç gün uzattı.
- Tom extended his stay by three days.
Londra'da kalışımız çok kısa idi.
- Our stay in London was too short.
Sanırım evde kalmak istiyorum.
- I think I want to stay in the house.
Şiddetli havalarda, evde kalmak en iyisidir.
- In severe weather, it's best to stay indoors.
Keşke diyette kalmaya devam etmek için irade gücüm olsa.
- I wish I had the will power to stay on a diet.
Rosie'ye saat on bire kadar yatmaması için izin verildi.
- Rosie was allowed to stay up till eleven o'clock.
Sık sık gece geç saatlere kadar yatmazdı.
- He often used to stay up until late at night.
Bütün gün evde kalmak zorundaydılar.
- They had to stay at home all day.
Hangisini tercih edersin, bir sinemaya gitmek ya da evde kalmak?
- Which would you rather do, go to a movie or stay at home?
Herkes sakin olsun lütfen.
- Please stay calm, everyone.
Sakin ol ve elinden geleni yap.
- Stay calm and do your best.
Many of the international students stay in contact with their friends after they have gone back to their homelands.
If you want to stay in power, you should possess a few qualities.
Formda kalmak için egzersiz yaparım.
- I work out to stay in shape.
Formda kalmak için ne yaparsın.
- What do you do to stay in shape?
Bizi izlemeye devam edin. Hemen döneceğiz.
- Stay tuned. We'll be right back.
Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek.
- Stay tuned. Our live stream will return shortly.
Tom daha uzun kalmak isterdi ama ofise geri dönmek zorundaydı.
- Tom would've liked to stay longer, but he had to get back to the office.
Tom Boston'da birkaç gün daha kalmak istedi ama Şikago'ya dönmek zorundaydı.
- Tom wanted to stay in Boston for a few more days, but he had to get back to Chicago.
Ondan uzak durmak zorundasın.
- You have to stay away from her.
Tom'tan uzak durmak en iyisi.
- It's best to stay away from Tom.
Sadece Tom ile kalmak istedim.
- I just wanted to stay with Tom.
Tom bana Mary ile kalmak isteyebileceğini söylüyor.
- Tom tells me you might want to stay with us.
The governor stayed the execution until the appeal could be heard.
I can only stay for an hour.
The engineer insisted on using stays for the scaffolding.
Where are the stays for my collar?.
Wear gloves so your hands stay warm.
The governor granted a stay of execution.
I hope you enjoyed your stay in Hawaii.
I keep adjusting the focus, but it won't stay put.
If you decide to stay the course and finish engineering school, it will mean long hours and sleepless nights.
If you can't find another place to crash, you can stay the night at mine if you like.
Don't touch that dial! Stay tuned for more Make-Believe Ballroom after a word from our sponsors.
He told his lover he has a problem staying up.
She stayed up past her bedtime.
time, unfortunately, doesn't make it easy to stay on course.
1. Please stay on top of the hill until we call you.
2. The wind is blowing and this sheet of plastic will not stay on top of me, so I am getting soaked!.