state of being poor, destitution, indigence; scantiness, deficiency, scarcity

listen to the pronunciation of state of being poor, destitution, indigence; scantiness, deficiency, scarcity
English - Turkish

Definition of state of being poor, destitution, indigence; scantiness, deficiency, scarcity in English Turkish dictionary

poverty
{i} yoksulluk

Yoksulluk kapıdan içeri girdiğinde, sevgi pencereden dışarı uçar. - When poverty comes in at the door, love flies out the window.

O yoksulluk nedeniyle oğlunu üniversiteye gönderemedi. - He could not send his son to college because of poverty.

poverty
{i} fakirlik

45 milyondan fazla Amerikalı fakirlik içinde yaşıyor. - More than 45 million Americans live in poverty.

Bu kitabın tavsiyelerini izleyerek, kendimi fakirlikten kurtarabilirdim. - By following this book's advice, I was able to pull myself out of poverty.

poverty
{i} sefalet
poverty
{i} yokluk
poverty
haybet
poverty
mahrumluk
poverty
muhtaç
poverty
zarurete düşmüş
poverty
{i} yetersizlik
poverty
{i} yoksulluk, fakirlik, ihtiyaç
poverty
poverty ençok fakir
poverty
yoksul

Yoksulluktan dolayı okulu bırakmaktan başka seçimi yoktu. - He had no choice but to give up school because of poverty.

Çoğu hastalık yoksulluktan sonuçlanır. - Many diseases result from poverty.

poverty
(isim) sefalet, yetersizlik, eksiklik, parasızlık, yokluk, düşkünlük, yoksulluk, fakirlik
poverty
{i} düşkünlük
poverty
eksiklik/yoksulluk
poverty
poverty line fakirlik ile orta hallilik arasındaki gelir sınırı
poverty
{i} eksiklik
English - English
{i} poverty
state of being
Regarding a person's physical condition
state of being
As opposed to mental condition (state of mind), the overall physical condition of a person
state of being poor, destitution, indigence; scantiness, deficiency, scarcity

    Hyphenation

    state of be·ing poor, destitution, indigence; scantiness, deficiency, scar·ci·ty

    Pronunciation

Favorites