Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

stanze

listen to the pronunciation of stanze
German - Turkish
English - Turkish

Definition of stanze in English Turkish dictionary

punch
(Mühendislik) zımba

Biletçi biletimi zımbalamayı unuttu. - The conductor forgot to punch my ticket.

punch
delgi
punch
yumruklama

Neden onu gerçekten yumruklamadın? - Why didn't you just punch him?

Onu söylediğin için seni yumruklamalıyım. - I ought to punch you for saying that.

punch
bizle delmek
punch
etki
punch
şişman ve hantal bir kukla [tiy.]
punch
{f} vurmak
punch
{f} sertçe basmak
punch
{i} güç
punch
(Tıp) Dokudan küçük yuvarlak parça almada kullanılan özel biyopsi aleti
punch
(Nükleer Bilimler) panç
punch
{i} zımba, delgi, matkap
punch
{i} punç
punch
{i} delgeç
punch
{i} tıknaz tip
punch
{i} kuvvet, etki
punch
(Tıp) Bir çeşit alkollü içki
punch
(isim) kart basma makinesi, tıknaz tip, biz, delgeç, delgi, zımba, kuvvet, meyveli kokteyl (kâsede hazırlanır), muşta, punch, yumruk, güç, baskı kalıbı, kısa bacaklı yük beygiri, bodur
punch
{f} delgeç ile delmek
punch
{i} baskı kalıbı