stand in line; make a row, form a line (british)

English - Turkish

Definition of stand in line; make a row, form a line (british) in English Turkish dictionary

Related Terms

queue

kuyruğa girmek

queue

{i} sıra

Biz konsere bilet almak için sıraya girdik. - We queued up to get tickets for the concert.

Bilet ofisinde sıra çok uzun. - The queue is too long at the ticket office.

queue

kuyruk

İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın. - British people are used to standing in queues.

Otobüs durağında uzun bir kuyruk yoktu. - There was not a long queue at the bus stop.

queue

(Bilgisayar) sıraya al

queue

sıralamak

queue

kuyruğa sokmak

queue

kuyruk oluşturmak

queue

{f} kuyruk ol

Mağazanın önünde uzun bir kuyruk oluşmuştu. - A long queue had formed in front of the shop.

queue

{f} sıra olmak

queue

{f} kuyrukla

İngilizler kuyruklarda durmaya alışkın. - British people are used to standing in queues.

queue

{i} saç örgüsü

queue

queue up kuyruğa girmek

queue

kuyrukta bekle

Kuyrukta beklemekten hoşlanmıyorum. - I don't like waiting in queues.

queue

kuyruk olmak

queue

başın arka tarafından sarkan saç örgüsü

queue

kuyruga girmek

queue

(isim) saç örgüsü, at kuyruğu, sıra, dizi, kuyruk

queue

kuyruk,v.kuyrukla: n.kuyruk

English - English

Definition of stand in line; make a row, form a line (british) in English English dictionary

{f} queue