Basamaklardan düşüp başımı vurdum.
- I fell down the stairs and hit my head.
Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.
- There's somebody coming up the stairs.
O, merdivenden düştü.
- He fell down the stairs.
Yukarı veya alt kata yürürken Tom'un dizi acıyor.
- Tom's knee hurts when he walks up or down stairs.
Tom iki kat merdiven düştü ve şimdi hastanede.
- Tom fell down two flights of stairs and is now in the hospital.
O hızla merdivenlerden yukarı gitti.
- She quickly went up the stairs.
O, merdivenden düştü.
- He fell down the stairs.
Ona yetişmek için adımlarımı hızlandırdım.
- I quickened my steps to catch up with her.
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
- That's one small step for a man, one giant leap for mankind.
Tom üvey ebeveynlerinin kendisine verdiği sevgiyi kabul etmeyi öğrendi.
- Tom learned to accept the love his stepparents gave him.
Tom Mary'nin çok sayıda üvey çocuklarından sadece biriydi.
- Tom was only one of Mary's many stepchildren.
Basamaklardan düşüp başımı vurdum.
- I fell down the stairs and hit my head.
Merdivenlerden inerken adımlarına dikkat et.
- Watch your step in going down the stairs.
Bunlar, birer devrim niteliği taşıyan adımlardır.
- These are steps of a revolutionary nature.
Niyetim ayağına basmak değildi.
- I didn't mean to step on your foot.
Tom'un amacı Mary'nin ayağına basmak değildi.
- Tom didn't mean to step on Mary's foot.
Tom ileriye doğru bir adım attı.
- Tom took a step forward.
Tom Mary'nin evine asla adım atmamış olmayı diledi.
- Tom wished he'd never stepped foot into Mary's house.
O, merdivenlerden aşağıya geliyordu.
- She was coming down the stairs.
Tom merdivenlerden aşağıya koştu.
- Tom ran down the stairs.
In case of a fire, use the steps.
- In case of a fire, use the stairs.
I'm going to stair-step from East 3rd and 50th down to West 44th and Seventh Avenue.