stabilized

listen to the pronunciation of stabilized
English - Turkish
sabitleştir sağlamlaştırılmış
stabilize
{f} sabitleştir
(Nükleer Bilimler) desteklenmiş
stabilize
{f} dengede tutmak
stabilized warfare
siper harbi
stabilized front
(Askeri) İSTİKRARLI CEPHE, STABİLİZE CEPHE: Muharebe unsurları derin bir saha içinde yayılan ve yanları diğer kıta ve kuvvetli engellerle örtülüp muhafaza edilen kuvvetli savunma hattı. Bu hat, genel olarak siperlerle tahkim edilmiştir
stabilized glide slope indicator
(Askeri) stabilize süzülüş eğimi göstergesi
stabilized platform
(Askeri) DENGELİ PLATFORM: Tam atalet güdüm sisteminin, üç ivme ölçme aletini, tesirsiz sahaya (inertial space) nazaran, sabit vaziyette tutan komple yalpa çerçevelerinden (gimbal frames) ibaret ana parçası. İvme ölçme aletleri, üç referans ekseni üzerindeki ivmeleri ölçmek üzere birbirine dikey vaziyette monte edilmişlerdir. Bu ivmeler, uzayda ani hız ve mevki tayin edecek bir kompütere de verilebilir
stabilized power supply
(Nükleer Bilimler) kararlı güç kaynağı
stabilized road
stabilize yol
stabilized road
(Askeri) STABİLİZE YOL: Çöküp çatlamayacak malzemeden yapılan ve iyice sertleştirilen yol
stabilized soil
(Askeri) STABİLİZE TOPRAK: Çimento gibi yapıştırıcı bir madde eklenerek sertleştirilmiş toprak
stabilized warfare
(Askeri) STABİLİZE HARP HALİ, STABİLİZE HARP: Her iki tarafın mahdut manevra yapacağı harp. Stabilize harbi, mevzi harbi (position warfare) ile karıştırmamalıdır. Siper harbi (trench warfare) stabilize harbin bir çeşididir
stabilize
{f} dengelemek
stabilize
sağlamlaştırmak
stabilize
dengeyi sağlamak
stabilize
dengelenmek
stabilize
(Bilgisayar) sabit
stabilize
stabilize
stabilize
istikrar kazandırmak
stabilize
dengele
stabilize
değişmezleştirmek
reinforce, stabilize; be stabilized
pekiştirmek, sağlamlaştırmak; stabilize olmak
stabilize
dengeleyici
stabilize
{f} stabilize etmek
stabilize
uçağın dengesini sağlayan cihaz
stabilize
denge sağlayan kimse veya şey
stabilize
muhkem hale getirmek
stabilize
stabilizer stabilizatör
stabilize
pekiştirici
stabilize
dengede tut,dengele
stabilize
dengesini sağlamak
stabilize
tespit etmek
stabilize
saptamak
Turkish - Turkish

Definition of stabilized in Turkish Turkish dictionary

stabilize
Stabilize, insanların ve her türden tekerlekli araçların ulaşım amacıyla kullandığı bir yol yapı biçimidir. Ana yapısı olarak sertleştirilmiş toprak zemin üzerine orta büyüklükte çakıllı kum serilip sıkıştırılmasıyla oluşturulur
STABİLİZE
(Hukuk) Düzeltilmiş; birtakım malzeme ile yapılan ve sıkıştırılan yol
stabilize
Kum, çakıl ya da mucurla yapılan ve buldozerle sıkıştırılan yol
stabilize
Silindirle sıkıştırılmış toprak yol
stabilize
Düz duruma getirilmiş
stabilize
Sağlamlaştırılmış
English - English
{s} became stable; made stable (also stabilised)
made stable or firm
past of stabilize
stabilize
To make stable

Jody stabilized the table by putting a book under the short leg.

stabilize
become stable or more stable; "The economy stabilized
stabilize
To become stable
stabilize
support or hold steady and make steadfast, with or as if with a brace; "brace your elbows while working on the potter's wheel"
stabilize
means to control movement of soil, spoil piles, or areas of disturbed earth by modifying the geometry of the mass, or by otherwise modifying physical or chemical properties, such as by providing a protective surface coating
stabilize
to attempt to keep something at the same level, to avoid fluctuations
stabilize
{f} make stable; become stable; maintain a given level (also stabilise)
stabilize
become stable or more stable; "The economy stabilized"
stabilize
See: Condition to top
stabilize
sta·bi·lize stabilizes stabilizing stabilized in BRIT, also use stabilise If something stabilizes, or is stabilized, it becomes stable. Although her illness is serious, her condition is beginning to stabilize Officials hope the move will stabilize exchange rates + stabilization sta·bi·li·za·tion the stabilisation of property prices. to become firm, steady, or unchanging, or to make something firm or steady stable
stabilize
to hold steady
stabilize
make stable and keep from fluctuating or put into an equilibrium; "The drug stabilized her blood pressure"; "stabilize prices"
stabilize
or stabilizing means the placing of any bid, or the effecting of any purchase, for the purpose of pegging, fixing, or maintaining the price of a security
stabilize
Provision of medical care that is appropriate to prevent the person’s health condition from deteriorating NCGS 58-50-61(a)(16)
stabilize
To become stable or steady
Turkish - English

Definition of stabilized in Turkish English dictionary

stabilize
stabilize
stabilize
stabilized
stabilized

    Hyphenation

    sta·bi·lized

    Turkish pronunciation

    steybılayzd

    Pronunciation

    /ˈstābəˌlīzd/ /ˈsteɪbəˌlaɪzd/
Favorites