Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Bu listedeki öğelerden birini seçin.
- Pick one of the items on this list.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Güçlü rüzgarlar güvensiz öğeleri uçurabilir.
- Strong winds can blow away unsecured items.
Değerli öğeleri araçta bırakmayın.
- Do not leave valuable items in the vehicle.
Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
- Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
Odada dört parça mobilya vardı.
- There were four pieces of furniture in the room.
Tatoeba'ya örnekler ekliyorum.
- I am adding examples to Tatoeba.
Biz, Çince örnekler eklemiyoruz.
- We are not adding examples in Chinese.
Bu parçaları elde etmesi oldukça zordur.
- These items are rather hard to obtain.
Kırılabilir bu parçalar bütün risklere karşı sigortalanmalıdır.
- These fragile items must be insured against all risks.
O mektubu okuduktan sonra, onu parçalara ayırdı.
- After she had read the letter, she tore it to pieces.
Cam parçalara bölündü.
- The glass broke to pieces.
Lütfen demiryolu rayları yakınında oynamayın.
- Please don't play near the railroad tracks.
Raylar yola paralel uzanıyor.
- The tracks run parallel to the road.
She cut the cake into six pieces and gave one to each of the children.
- Sie schnitt den Kuchen in 6 Stücke und gab jedem Kind eins.
The bottle smashed to pieces.
- Die Flasche zerbrach in tausend Stücke.