O kalemin ucunda diş izleri var.
- There are teeth marks on the end of that pencil.
Gebelik onu gerilme izleriyle bıraktı.
- The pregnancy left her with stretch marks.
Soru işaretlerini emin olduğunuz yere koyun.
- Put question marks where you're sure.
Ünlem işaretleri Almancada İngilizcedekilerden çok daha sık olarak kullanılır.
- Exclamation marks are used much more frequently in German than they are in English.
İzleri hala bulunabilir.
- Their traces can still be found.
Polis kimsenin izlerini bulmadı.
- The police didn't find anyone's traces.
Tozlu ve kayalıklı yollarda yürümeyi severim.
- I like walking on dusty and rocky trails.
In South America, there are many traces of Indian culture.
- In Südamerika finden sich viele Spuren indianischer Kultur.
He has traces of lipstick on his cheeks.
- Er hat Spuren von Lippenstift auf seinen Wangen.