spur, urge, goad; poke, push, thrust; stimulate, incite; energize, rouse

listen to the pronunciation of spur, urge, goad; poke, push, thrust; stimulate, incite; energize, rouse
English - Turkish

Definition of spur, urge, goad; poke, push, thrust; stimulate, incite; energize, rouse in English Turkish dictionary

prod
kakmak
prod
kışkırtmak
prod
{i} hatırlatıcı şey
prod
gaz vermek
prod
{i} dürtme
prod
{f} dürtmek
prod
{f} teşvik etmek
prod
{i} üvendire
prod
{i} biz

Biz, TV'de ürünlerimizin reklamını yaparız. - We advertise our products on TV.

Bu ürün bize büyük bir kar getirdi. - This product brought us a large margin.

prod
dürt
prod
dürtü
prod
{f} özendirmek
prod
üvendire ile dürtme
prod
{i} çivili sopa
prod
{i} kışkırtma
English - English
{f} prod
spur, urge, goad; poke, push, thrust; stimulate, incite; energize, rouse
Favorites