Bir adım ileriye ilerle.
- Move forward one step.
Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.
- That's one small step for man, one giant leap for mankind.
Tom adımlarını yeniden izledi.
- Tom retraced his steps.
Merdivenlerden inerken adımlarına dikkat et.
- Watch your step in going down the stairs.
Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa geldi.
- No sooner had the bell rung than the teacher came into the classroom.
Okula koştum, ama zil çoktan çalmıştı.
- I ran to school, but the bell had already rung.
Tom'un amacı Mary'nin ayağına basmak değildi.
- Tom didn't mean to step on Mary's foot.
Niyetim ayağına basmak değildi.
- I didn't mean to step on your foot.
Üst basamak yeterince güçlü mü?
- Is the top rung strong enough?