spesen

listen to the pronunciation of spesen
German - Turkish
English - Turkish

Definition of spesen in English Turkish dictionary

expenses
{i} masraflar

Umarım bu harcama raporu tüm ilişkili iş masraflarını içerir,çünkü bundan bir sent daha fazlasını ödemeyeceğim. - I hope this expense report contains all the relevant business expenses because I'm not paying a cent more after this.

Para biriktirmek için masrafları kısmalıyız. - We must cut our expenses to save money.

out-of-pocket expenses
küçük nakit masraflar
expenses
{i} giderler

Ona giderlerini azaltmaya çalıştı. - She tried to lessen her expenses.

Tom Mary'ye okul giderlerini ödemesine yardımcı olmak için para gönderdi. - Tom sent money to Mary to help her pay for school expenses.

outlays
harcamalar
expenses
{i} harcamalar

Harcamalarımızı kısmalıyız. - We must cut down our expenses.

Yeni bir daireyi döşemek büyük harcamalar gerektirir. - Furnishing a new apartment requires large expenses.

expenses
gider

Ona giderlerini azaltmaya çalıştı. - She tried to lessen her expenses.

Tom'un sağlık giderlerini karşılamak için arabasını satmak zorunda kaldığından şüpheliyim. - I doubt that Tom had to sell his car in order to raise money for medical expenses.